Taksim'in Kızıl Gülleri...
ALEKO KONTEUS,
AHMET GÖZÜKARA,
ALİ YEŞİLGÜL,
BAYRAM ÇITAK,
BAYRAM SÜRÜCÜ,
DİVAN NERGİS,
ERCÜMENT GÜNKUT,
HASAN YILDIRIM,
HİKMET ÖZKÜRKÇÜ,
HÜSEYİN KIRKIN,
HACER İPEK SAMAN,
BAYRAM İYİ,
HAMDİ TOKA,
HÜLYA EMECAN,
JALE YEŞİM,
KAHRAMAN ALSANCAK,
KENAN ÇATAK,
KIYMET DUMAN,
KARABET ARYAN,
KADİR BALCI,
LEYLA ALTIPARMAK,
M. ATİLLA ÖZBELEN,
MUSTAFA ELMAS,
MERAL ÖZKOL,
M. ALİ GENÇ,
MUSTAFA ERTAN,
NİYAZİ DARI,
HASAN ÜNALDI,
ÖMER NARMAN,
ÖZCAN GÜRKAN,
RASİM ELMAS,
SİBEL AÇIKALIN,
TEVFİK BEYSOY,
YÜCEL ELBİSTANLI,
ZİYA BAKİ
Boşuna çekilmedi bunca acılar İstanbul Bekle bizi Büyük ve sakin Süleymaniyenle Bekle Parklarınla köprülerinle kulelerinle meydanlarınla Mavi denizlerine yaslanmış Beyaz tahta masalı kahvelerinle Bekle Ve bir kuruşa Yenihayat satan Tophanenin karanlık sokaklarında Koyun koyuna yatan Kirli çocuklarınla bekle bizi Bekle zafer şarkılarıyla caddelerden geçişimizi Bekle dinamiti tarihin Bekle yumruklarımız haramilerin saltanatını yıksın Bekle o günler gelsin İstanbul Bekle Sen bize layıksın İstanbul Ve, 1989... MEHMET AKİF DALCI 1 MAYIS NEDİR? Kanlı 1 Mayıs, 1 Mayıs 1977 İşçi Bayramında, 34 kişinin hayatını kaybettiği 136 kişinin yaralandığı olaydır. 1 Mayıs 1977 günü İşçi Bayramı`nı kutlamak üzere çeşitli illerden İstanbul`a gelen yaklaşık 500 bin kişi DİSK`in organizasyonu önderliğinde Taksim Meydanı`nı doldurdu. Katılımın yüksek olması sebebiyle kortejlerin alana girmesi uzun sürmüş, miting de uzamıştır. Saat 19.00 sularında dönemin DİSK başkanı Kemal Türkler konuşmasının sonuna geldiğinde etraftan silah sesleri duyulmaya başlandı. Sular İdaresi binasının üstünden ve meydandaki otelin çeşitli katlarından açılan bu ateş sonucu insanlar panik halde kaçmaya başladı, kısa bir süre içinde Etap Marmara Oteli`nin (Bugün The Marmara Oteli) de üst katlarından da ateş açıldı. İnsanlar panik halde kaçmaya çalışırken panzerler de kalabalığın arasına doğru girmeye ve kitleleri sıkıştırarak Kazancı Yokuşu`na itmeye başladı. Kalabalığa ateş açılıyordu fakat polis ateş açanlara değil, kalabalığın üstüne saldırıyordu. Bir kamyonun tıkadığı Kazancı Yokuşu`ndan aşağıya kaçmaya çalışan kalabalığı daha da korkutmak için bir daha ateş açıldı. İnsanlar panzerler altında kalarak ve birbirlerini ezerek kaçmaya devam etti. 28 kişi ezilme ya da boğulma nedeniyle, 5 kişi vurulma nedeniyle, 1 kişi de panzer altında kalarak yaşamını yitirdi, yaklaşık 130 kişi de yaralandı. Ölenlerin çoğu Kazancı Yokuşu'nun başında, park edilmiş kamyon yüzünden sıkışarak ölmüşlerdi. 470 kişi göz altına alındı fakat hiçbirinin olayla ilgisi kurulamadı. Ateşi kimin açtığı tam olarak belirlenememiş, olay halen aydınlatılamamıştır. Sular idaresinin çatısından ve otel odalarından ateş açanlar bulunamamıştır. Resmi olarak kanıtlanamayan bilgilere göre olayın planlayıcısı CIA, Etap Marmara Oteli'ni bir gün önceden boşaltıp buraya Amerika'dan getirilen CIA ajanları yerleştirmiştir. Olaydan sonra ajanlar ülke dışına çıkarılıp otel kayıtları yok edilmiştir. Kontrgerilla tarafından askeri darbe hazırlığı olarak yapıldığı MİT tarafından Başbakan Süleyman Demirel'e rapor edilince ve 29 Mayıs 1977'de muhalefet lideri Bülent Ecevit'e İzmir havameydanında suikast düzenlenince, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı 1 Haziran 1977'de derhal re'sen emekliye sevkedilmiştir. Kaynakça http://tr.wikipedia.org/wiki/Kanl%C4%B1_1_May%C4%B1s 1 MAYISIN KÖKENİ 1880'li yıllar, ağırlıklı olarak kol emeğinin kullanıldığı ve çalışma şartlarının çok kötü olduğu yıllardı. Küçük çocukların karın tokluğuna çalıştırılması ve 14-15 saate kadar varan iş günleri söz konusuydu. Şirketler eşi görülmemiş bir hızla büyürken, işçiler, işyeri güvenliği, sağlık koşulları, örgütlenme ve grev gibi en temel haklarını dahi tanımayan bir siyasi ve hukuki sistem ile karşı karşıyaydılar. 1881 yılında yarım milyon işçiyi temsilen kurulan Örgütlü Meslek ve Emek Birlikleri Federasyonu "8 saatlik iş günü" mücadelesini ülke geneline yaymak ve işçilerin kararlılıklarını göstermek amacıyla mücadeleyi yükseltti. ABD'nin şikago kentinde 40 bin tekstil işçisinin gerçekleştirdiği eylem kanla bastırıldı. Aynı kentte, bir fabrikada 8 saatlik işgünü için greve çıkan 1400 işçi işten atıldı. Aynı tarihlerde greve çıkanlara ateş açıldı ve 4 işçi yaşamını yitirdi. Saldırılar, mücadele ateşini söndürmedi, aksine körükledi. ABD ve Kanada'da sendikalar ve diğer örgütlerin yükselttiği mücadele sonucu 1 Mayıs 1886'da yaklaşık 350 bin işçi greve çıktı. Tarih işçi sınıfının böylesine örgütlü ve kararlı tepkisine ilk kez tanık oluyordu. Tüm ülkede yaşam durdu. İşçiler üretimden gelen güçlerini kullanıyordu. İşçilerin bu topyekün isyanı, işverenlerin tepkisini çekti. Chicago'da greve çıkan 40 bin işçinin eylemini bastırmak için, saldırılar düzenlendi. ışverenler grev kırmak için sokak çeteleriyle anlaştı. Sokak çeteleri bir taraftan işçilere saldırıyor, bir taraftan da grev kırıcılığı yapıyordu. Grevci işçilerle sokak çeteleri arasında çıkan kavga sırasında, polisin işçilerin üzerine ateş açması sonucu 4 işçi yaşamını yitirdi. Hükümet ve işverenler, işçi eylemini kolay kolay içlerine sindiremiyordu. 1 Mayıs sonrası işten atmalar, baskılar yoğunlaştı. Olaylara neden oldukları gerekçesiyle 8 işçi hakkında idam istemiyle dava açıldı. İşçiler idam cezasına çarptırıldı. Dört yiğit işçi önderi Albert PERSONS, Adolph FISCHER, George ENGEL ve August SPIES, 1 Mayıs 1886 yılında 8 saatlik iş günü mücadelesinde önderlik yaptıkları için idam edildi. Albert PERSONS isimli işçi, özür dileme şartıyla affedileceğinin söylenmesi üzerine, mahkeme heyetinin karşısında tarihe geçecek sözlerini söyledi:"Bütün dünya biliyor suçsuz olduğumu. Eğer asılırsam cani olduğumdan değil, emekçi olduğumdan asılacağım." İşçi önderlerinin cenaze törenine yüz binlerce insan katıldı. ABD'de yaşanan bu olaylar uluslararası işçi örgütlerini harekete geçirdi. II. Enternasyonal 1889'da Paris'te düzenlediği kongrede, Amerikan işçilerinin mücadelesini desteklemek amacıyla dünya çapında gösteriler düzenledi. 1890'dan başlamak üzere 1 Mayıs'ı da, "Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü" olarak kabul etti. TÜRKİYE'DE 1 MAYIS'LAR Anadolu'da 1 Mayıs ilk kez Osmanlı döneminde, 1905 yılında İzmir'de kutlandı. Bunu 1909 Üsküp kutlaması izledi. İstanbul'da ilk kez 1 Mayıs kutlaması 1910'da yapıldı. 1920 1 Mayısı'nda ışgal idaresinin ve Osmanlı hükümetinin yoğun baskılarına karşın 1 Mayıs İşçi Bayramı olarak kutlandı. İşçiler Haliçten başlayarak Karaköy üzerinden Beyoğlu'na kadar bir yürüyüş yaptılar ve "Bağımsız Türkiye" yazılı bir pankart taşıdılar. 1921'in 1 Mayısı'nda İstanbul'un hemen tüm işçileri, özellikle şirket-i Hayriye, Seyrü Sefain, Haliç ıdaresi ve Tramvay şirketi çalışanları 1 Mayıs'ı kutladılar. 1923 1 Mayısı'nda çok sayıda yerli ve yabancı işletmede çalışan işçiler greve çıktı. İşçi taleplerinin arasında, "yabancı şirketlere el konulması, 1 Mayıs'ın resmen işçi bayramı olarak tanınması, sekiz saatlik işgünü, hafta tatili, serbest sendika ve grev hakkı" vardı ve birçok işçi tutuklandı. Cumhuriyet Sonrası 1924 1 Mayısı'nı "İşçi Bayramı" olarak kutlayan işçilerin bu eylemi engellenmek istendi. Sekiz saatlik işgünü için bildiri dağıtan birçok işçi tutuklandı. 1925 yılında çıkarılan Takrir-i Sükun Kanunu sonrasında kutlamalara izin verilmedi ve 1935 yılına kadar hemen hemen her yıl ancak gizli kutlanabildi. 1 Mayıs'ın bundan sonraki tarihi "yasak" larla yazıldı. 1935 yılında çıkarılan "Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun" adıyla çıkarılan düzenleme ile "Bahar ve Çiçek Bayramı" olarak genel tatil günlerine dahil edildi. 27 Mayıs 1960' dan sonra da "yasaklar" yaşandı. Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Kanunu'nun kabul tarihi olan 24 Temmuz, işçi sınıfına 1 Mayıs'ın yerine bayram olarak dayatıldı. Ancak bu girişimlerin hepsi, kararlı mücadeleler sonucu geri döndü. Görkemli 1 Mayıslar En kitlesel 1 Mayıs, 1976'da kutlandı. Bu miting DİSK'in öncülüğünde Taksim Meydanı' nda yapıldı. O gün Taksim Meydanı' nı 400 bin emekçi doldurdu. Bu yüzden 1977 yılındaki gösterilerin daha bir görkemli kutlanmasından tedirgin olan kesimler bulunmaktaydı... Ama herşeye rağmen Taksim Alanı'na beşyüzbin emekçinin akması engellenemedi... Saat 14.30'da başlayacak olan kutlamalar için alan, sabahın erken saatlerinde itibaren dolmaya başladı. İşçiler, emekçiler, öğrenciler, kadınlar, çocuklar... bayramlarına sahip çıkmış, coşkularını donanmış ve alanları özgür ruhlarıyla doldurmaya başlamıştı. Taksim alanında, iğne atsan yere düşmeyecek bir katılım vardı. Dönemin DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler'in konuşmasının sonlarına doğru, çevredeki binalardan halkın üzerine ateş açıldı. Yaşanan paniğin ardından 37 insanımız yaşamını yitirdi ve 200'den fazla yaralı vardı. 1978 yılında, önceki yıl yitirilen 37 insanın acısını içinde yaşayan yüzbinler yine Taksim Alanı'ndaydı... 1979 yılında Sıkıyönetim Komutanlığı İstanbul'da mitinge izin vermedi. İzmir Konak Meydanı'nda kutlandı. 80 sonrası 12 Eylül Askeri darbesinin yasaklar zincirinde 1 Mayıs da yer alıyordu. Böylece yeni bir yasaklı dönem başladı. Ama tüm yasaklara rağmen; kısa süreli iş bırakmalar, bayramlaşmalar ve bildiri dağıtılması gibi etkinliklerle, bu onurlu günün anısının belleklerden silinmesine izin verilmedi... 1987: 7 yıllık aradan sonra sendikalar öncülüğünde bazı milletvekilleri, aydın, sanatçı ve bilim adamları ile birlikte yaklaşık 1000 kişilik bir grup Taksim Anıtı'na 1 Mayıs şehitlerini anmak üzere çelenk bırakmak istediler. Polis sadece milletvekillerinin araçla anıta ulaşmasına izin verdi. 1989: Taksim'de biraraya gelen kitleye saldırıldı. Mehmet Akif Dalcı isimli bir işçi yaşamını yitirdi. 1990: Yine Taksim'e yürümek isteyenlere izin verilmedi. Çıkan çatışmada İTÜ Öğrencisi Gülay Beceren felç oldu. 1996: 1980 sonrasının en kitlesel mitinglerinden biri gerçekleştirildi. Kadıköy'ü dolduran yaklaşık 150 bin insan toplandı ama yine açılan ateş sonrası 3 kişi yaşamını kaybetti. 2010: 32 Yıl aradan sonra yüzbinler tekrar 1 Mayıs Alanı'nı, Taksim Meydanı'nı doldurdular. Büyük bir çoşku ve heyacanla 200 bini aşkın katılımcı görkemli bir kutlama gerçekleştirdi. Alıntı:http://www.1mayis.com/tarih.htm 1 MAYIS İÇİN YAZILAN İLK ŞİİR.. İşte 1880-1971 yılları arasında yaşayan Yaşar Nezihe (Bükülmez)’in yazdığı şiir: 1886 yılının 1 Mayıs günü Haymarket’te “günde 8 saat” mücadelesi yürüttükleri için idam edilen anarşist işçilerden bu yana ezilenlerle patronlar arasındaki kavganın simgesi haline gelmiş 1 Mayıs için türkçede ilk şiiri bir kadın şair yazmıştı: Yaşar Nezihe. ey işçi… bugün hür yaşamak hakkı seninken patronlar o hakkı senin almışlar elinden. sa’yınla edersin de “tufeyli”leri zengin kalbinde niçin yok ona karşı yine bir kin? rahat yaşıyor, işçi onun emrine münkâd; lakin seni fakr etmede günden güne berbâd. zenginlere pay verme, yazıktır emeğinden. azm et de esaret bağı kopsun bileğinden. sen boynunu kaldır ki onun boynu bükülsün. bir parça da evlatlarının çehresi gülsün. ey işçi… mayıs birde bu birleşme gününde bişüphe bugün kalmadı bir mani önünde… baştanbaşa işte koca dünya hareketsiz; yıllarca bu birlikte devam eyleyiniz siz. patron da fakir işçilerin kadrini bilsin ta’zim ile, hürmetle sana başlar eğilsin. dün sen çalışırken bu cihan böyle değildi. bak fabrikalar uykuya dalmış gibi şimdi. herkes yaya kaldı, ne tren var, ne tramvay sen bunları hep kendin için şan-ü şeref say… birgün bırakınca işi halk şaşkına döndü. ses kalmadı, her velvele bir mum gibi söndü. sayende saadetlere mazhar beşeriyet; sen olmasan etmezdi teali medeniyet. boynundan esaret bağını parçala, kes, at! kuvvetedir hak, hakkını haksızlara anlat. 1 MAYISTA YAŞANANLAR.. Bir sözlük yazarının ağzından anlatılanlar: her 1 mayıs ta benı dayanılmaz bas agrılarına sevk eden olay.hıc tanımadım onu,sadece bır resmını gordum ıgdır da cıkan bır yerel gazetede kı olum ılanını susleyen resmını.cok uzun boyluymus,cok ta cırkın,babamla karagumrukte ızbe bır bekar evını paylasıyormus,her ay aldıkları maasları bı guzel kumarda yıyıp kıra gunu sarachane parkında sabahlıyorlarmıs ev sahıbınden kacmak ıcın.babamın tavlayamadıgı butun kızları,tum cırkınlıgıne ragmen,kullandıgı guzel turkcesıyle mest edıyormus kendıne.matematıgı ve ogrencılerını cok sevıyormus.1 mayıs sabahı babamla kol kola gıttıklerı mıtıngde alnının ortasından akan kanla yıgılıvermıs.kenan mıs adı,kenan catak.hıc tanımadıgım dayım,her 1 mayıs ta alnımın ortasından baslayan dayınılmaz agrılarımın kaynagı. 1 mayıs ertesinde cikan gazetelerin basliklari.... hürriyet: mayıs katliamı: 34 ölü, milliyet: taksim’de kanlı miting: 34 ölü, yüzlerce yaralı günaydın: maocu vatan hainleri işçi bayramı’nı kana buladı: 39 ölü var! cumhuriyet: 1 mayıs kanlı bitti: 33 ölü, politika: 1 mayıs töreni saldırıya uğradı - 35 kişi öldü, yüzlerce yaralı var ,tercüman: maocular, disk’in istanbul’da yaptığı mitingi bastılar - 34 ölü var, son havadis: taksim savaş alanı gibiydi - kızıllar kudurdu, hergün: solcular 40 işçiyi katletti, bayrak: taksim’de 38 ölü, yeni asya: disk mitinginde komünistler birbirini yedi, 40 ölü - taksim’de savaş
uğur gür'ün sular idaresi üzerinde oluşu hakkında bir soruşturma yahut resmi araştırma daha olmamıştır. [*] nail güreli - iki bir mayıs, gür yayınları, s. 137 kaynak: suat parlar - kontrgerilla kıskacında türkiye
sivas şarkışla'lı yoksul köylü çocuğu bayram çıtak töb-der'in organize ettiği otobüslerle istanbul'a giden öğretmenlerden birisiydi. 3 çocuğu vardı. mamak'ta bir gecekonduda oturmaktadır. 10 yaşındaki oğlu böbrek hastasıdır ve sürekli diyalize girmesi gerekir. bayram öğretmen 3 kuruşluk memur maaşıyla ailesini geçindirmeye çalışan bir anadolu insanıdır. taksim'de olaylar patlayınca, kazancı yokuşuna doğru kaçan kalabalığın içindedir. ama kazancı yokuşu kırmızı bir kamyonet tarafından tıkanmıştır. bayram çıtak orada ölür. sadece 1 yıl sonra böbrek hastası oğlu da hayata veda eder. ben 1 yıl arayla hem kardeşini hem babasını kaybeden çocuklarla, hem kocasını hem de evladını yitiren anayı düşündüm. bu korkunç zulüm yüreğimi kararttı. |
"yoksa, ne çiçek açan ne de meyve veren bir ağaç mı olsaydım; çünkü verimli olabilmenin sancısı, kıraç olmaktan ağırdır; ve eli açık zenginin çektiği acı dilencinin sefaletinden beterdir..."
Pazar, Nisan 29
KANLI 1 MAYIS..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popüler Yayınlar
-
12 Eylül'den tam bir yıl sonra.. Behzat Firik. .10 Ekim 1981'de ağaca bağlanarak öldürülen 18 yaşında ki genç..Behza...
-
Ezim Ezim eziliyor yüreğim..İnsan bu cümleyii biri göç ettiğinde, yada gittiğinde kurar değil mi? Boğazında yutkunamamanın verdiği bir ses ...
-
Bu türküyü ayrı severim..Bir anda hiç bir neden yokken ıslıkla çalmaya başlar sonra da türküye giriş yaparım..Bazen rakıya en güzel meze o...
-
Şu hayatta insan insana benzermiş lafına inanmıyorum hayvanlardan esinlenerek yaratıldığımıza inanıyorum..Misal sizin temsiliniz maymun...
-
Taksim'in Kızıl Gülleri... ALEKO KONTEUS, AHMET GÖZÜKARA, ALİ YEŞİLGÜL, BAYRAM ÇITAK, BAYRAM SÜRÜCÜ, DİVAN ...
-
Öyle demeyin dostlar kolay değil eşek gözlü olmak..Çocukken şeytan göz, kermit gözlü, kafam kadar gözlerin var ekekeke diye dalga geçilirdi...
-
Osmanlının 9. padişahı Yavuz Sultan Selimden bahsedelim biraz..Yavuz’un fetihleri, şairane yönü, kanlı soykırımı..Küpe takması.. ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder