Cuma, Ocak 4

Koala ve Didem üzerine eğlenceli bir yazı:)




Şu hayatta insan insana benzermiş lafına inanmıyorum hayvanlardan esinlenerek yaratıldığımıza inanıyorum..Misal sizin temsiliniz maymun olabilir ama ben bunu kabul etmiyorum efendim..Beni temsil eden hayvan kedi ve koala..

Tembellikte uzmanlaşmış, master yapmış bu şirin yaratığa bayılıyorum.Yaşam şekillerine dair ınternetten edindiğim bilgileri aktarayım önce..

Koalalar çok nadir de olsa su içerler. Koalaların ana besin maddesini oluşturan okaliptüs yapraklarıymış.Zaten tüm gün boyunca bu yaprakları yiyerek kemirerek hayatını geçirirler.Lan tam bana göre..Bu okaliptüs yapraklarında alkol olduğu için kafa bi dünya dolaşıyor..Ee tabi yer yemez mayıştıkları için anında uyuyorlar.(benim yemek yer yemez gözümün düşmesi gibi bebekler başını tutamazlar ya böyle süt içer içmez hoppacubba gözler kapanır bendeki durumda aynı beni gözönünde tutmalılar normal bir cins değilim daha nasıl anlatayım bu haykırışımı).Anlayacağınız sarhoş hayvanın tekidir bu koalalar..Bu sarhoşlukla sarıldığı ağaca tutunmayı unutup yere düşüp popolarını kırma ihtimalleri fazla ...çok şirin demi


İçi geçmiş halde uyur aynı ben..Uyku hayatımda en değerli eylemimdir.2 gün uyumuşluğum vardır hatırlarım..Üniversitedeydim.Malum öğrenci evi heryer heryerde..Dışarda eğlenmişim gelmişim..Ev arkadasımda şehir dışında..Kendimi yataga atar atmaz sızdım..Günlerden 17 şubat gecesi..Telefonumda bir çentik şarjım kalmış aman kim takacak şimdi şarja diyerek erteledim bu günümüzün modern sorunudur bu arada.Herneyse bi ara hatırlarım gecemiydi gündüzmüydü bilemiyorum gözümü aralayıp kartondan yapılmış sehpamda duran bardaktaki suyumdan bikaç yudum alıp tekrar başımın yastığa düşüşünü hatırlarım..Gidiş o gidiş..Uyanma saatim 19 şubat sabahı 9 suları..Ben tabi ayın 18’i kabul ettiğimden mazur görürsünüz ki pek okula gidesim olmadığından tek gözümü açıp yatakta telefonu aramaya koyuldum..Arkadaşlardan birini arayacam..Ben okula gelesim yok benim yerime şişko vısıual basiccinin dersine imza atın diye..Ama üşendiğimden telefonu şarja takmadığım için telefon kapalı..Haydii bakalım diyerekten bir güç denemesi yaparak yataktan kalkmayı başardım..Yerde sürünmek suretiyle prize ulaştım telefonu başarıyla şarja takıp açtım..Annem oda ne açar açmaz yığınla mesaj ve arama çağrıları..noluyoz şangaydaki dedem vardıda ondan miras mı kaldı george clooney bizim okula geldi de ben mi kaçırdım diye düşünürken babamın aramasıyla olayın hiçde benim düşünmediğim gibi olduğunun farkına vardım..Önce okul işini halletmek için arkadası aradım..Selamla kısmını geçtikten sonra benim yerime imza atarsan benden sana bir negro çalışır dedim..Negro önemlidir candır.Ne imzası dedi benim yumak arkadasım..Kızım sen nerdesin kaç gündür bugun dersmi var çıldırdınmı demesiyle dumura uğradım.Kaç gündür ibaresine takılarak soru sordum daha dün birlikteydik ne kaçgünü sorusunu yönelttim haliyle..Ne dünü ne içtin neyin kafası didem bugun Cuma ve ders yok bugun dedi inanmayarak kapattım telefonu..Şaşkınlıktan  küçük dilimi yutmuş bulamıyordum..Ekmek fırının verdiği kardeşler unlü mamüller takvimimize baktım ki gerçekten bugun ayın 19u..Bilgisayarın tarihine baktım oda 19.Olamaaaz olaaamaz diye naralar atarken kapı çaldı komşumuz alt kattaki meraklı ayşe teyze..Kızım dünden beri arkadasların geliyor kapıyı çalıp çalıp gidiyorlar nerdesiniz siz..Valla beni merak ettiğine bi gıdımcık inansam söyleyecektim ama kafamdaki senaryoları kovup ha evde değildik ya falan deyip geçiştirdim.Demek sınavıda kaçırmıştım..sonrasını tahmin edersiniz ki kimsenin buna inanmadığı oha çüş olamaz atma be o kadar saat uyunurmu tepkileriyle karşı karşıya kalmış bir koala yavrusu şirinliğinde hepsine başımı hafifçe sallayarak olur olmuş işte benden olmuş cevaplarını ilettim..Hayatımda bir 18 şubat yok mesela hani benim için çok önemli değil ama sevenlerim çokmuş onu anlamama yol açtı iyi oldu tamammı? Buda böyle bir anımdı işte..Tabi bu ne ilk oldu nede son..ben nasıl okudum nasıl çalıştım bilmiyorum aralarda hep uyuyordum hani sarılacak bir ağacım eksikti anlıyormusun beni olric?




İşte bu koala arkadaşlarda 24 saatin 20 saatini uyuyup kalan 4 saatte alkollü okaliptüsleri yiyerek çakırkeyif halde dolaşıyorlar..Çalışmasam benim hayat felsefem lan bu.

Tek benzemeyen yönümüz bu teletabilerden daha şirin yaratıklar aşırı sevilmeye gelemiyorlarmış..Vay arkadaş bu bizim yapımıza uygun değil..biz herzaman daha çok sevilelim az sevelim mantığındaki insanlarız..Düşünsenize aşırı sevgi bunları kalp krizinden götürüyormuş..Kıyamam ya sevmeyin olm koalalarımı..beni sevin siz..beni sev beni benii
 





Oh be hayata bak yaprak kemir ve uyu..hayvan direk keyif hayvanı biraz argoya kaçacak ama sefa pezevengi derler bunun gibilere..Keyfine ve rahatına düşkün ben için uygun bir örnek.


Düşünsenize bir ağaca çıkıyor birkaç yıl aynı ağaçta takılıyor..ağaca sarılıp uyuyor..Yer değiştirmesi birkaç gününü alıyor.Ben yatakta soldan sağa döneceksem iki kez düşünüyorum of sırtım açılacak yorgan kayacak kediler yer değiştirecek derken vazgeçiyorum aynı hesap işte.

Benide bıraksınlar avusturalyanın güzelim tropik ormanlarına oh sarılırım bir okaliptus agacına efil efil rüzgar eser yerim yemeği tüm gün el ense yatış..Yaprak maprak yemeye başlarsam iyi değilimdir aa dostlar..

Alıntı bir bilgiyi paylaşıyorum. merak edebilirsiniz bu hayvanların nesli neden tükeniyor diye(koalanın etinden sütünden kürkünden yararlanılmaz). bilindiği üzere koalaların ana besin kaynağı okalüptüs yapraklarıdır. bu ağaçların yavaş yavaş yok olması birinci nedendir ikinci neden ise şöyledir; okalüptüs yaprakları kafa yapar bu koalalarda ağacın tepesine en lezzetli yapraklara ulaşmak için çıkarlar, yaprakları yedikçe kafaları iyi olur ve denge sorunu yaşayıp "pat" diye ağaçtan düşerler(hayvanlar alemi litaratüründe "niyazi" diye de geçerler). bir diğer üçüncü neden ise; koala erkekleri cinsellikten pek haz almazlar(tüm gün kafa bulmak daha eğlencelidir) o yüzden dişi koalalar erkekleri çiftleşmeye zorlarlar .yani kısaca değişik bir hayvandır koala.

Birde bu arkadaşların sarılmasına hastayım.Çok masumca ve içten.Ve ben bir tanıdığı gördüğümde yada sevdiğim birini gördüğümde selamlaşıp öpüşmekten çok sarılmayı yeğlerim..Ve şöyle bikaç saniye sürer ankaradan abim gelmiş modunda..Karşımda insan kişisi şaşırır belkide sevinir...Ama sonuçta sarılmak daha samimi ve dokunaklı bir eylemdir..

Çok şirinler bu elemanlar yav..düşünsenize tembellikten sevişecek zaman bulamadıklarından nesilleri tükeniyor annem zaman zaman bana senin çocuğun olmaz diyor al işte buda mı gol değil!


Bide bu arkadaslar niye bizim ormanlarda yaşamıyorlar..Bigün avusturalyaya gidersem ilk iş koalaları ziyaret etmek olacak..

Kendimi düşünüuyorum da bir okaliptusa sevgilimi  diye sarılmışım yaprağa uzanmaya üşenirim lanJ Şaziye koalası bir yaprak uzatıversene ordan..Çevremdekilerin en çok şikayet ettiği şey..sürekli çevremdekilerden şurayamı gidiorsun şunu getirsene şunu alsana...Masadaki kumandayı almak için salondan kardeşimi çağırmışlığım vardır benim sen ne diyon J


Şirinlik simgesi bu tatlı yaratıkla benzediğimi düşünmekte haklıymışım..Reenkarnasyon varsa ben ya kedi yada koalaydım..:)

Popüler Yayınlar